Drau Facı̇ası Projesı̇’nı̇n Değerlendı̇rmesı̇

DRAU FACİASI PROJESİ’NİN DEĞERLENDİRMESİ (26-31 MAYIS 2025)

Tarih öncesi dönemlerden itibaren ana vatan Kuzey Kafkasya da kendilerine özgü geleneksel yaşam tarzları ile bağımsız bir şekilde yaşayan Kuzey Kafkasya halkları ile 16.Yüz yıl itibariyle güneye inen Ruslar arasında yoğun bir mücadele dönemi yaşanmıştır. Uzun süreli bu savaş dönemi bölgenin kültürel yapısı ile sosyo ekonomik düzenini ve demografik yapısını alt üst ettiği gibi 1864 yılında maalesef Kuzey Kafkasya’yı işgal eden Rus yönetiminin Kuzey Batı Kafkasların tamamına yakınını bölgeden zorla kitlesel göçe tabi tutması bölge halkı için soykırıma varan faciaları da beraberinde getirmiştir. 1864 sonrasında da zaman zaman gerek yerel direniş hareketleri boyutunda gerek tüm bölgeyi kapsayan daha geniş çaplı bağımsızlık mücadeleleri, Kuzey Kafkasyalı halklar tarafından verilmiştir. Bu mücadelelerin sonrasında herzaman olduğu gibi Kuzey Kafkasya halklarının Ruslar tarafından kitlesel cezalandırmalara maruz kalmalarını, baskı, şiddet, sürgün ve katliama tabi tutulmalarını beraberinde getirmiştir.

Birinci Dünya savaşı esnasında Moskova önlerinden güneye inen Almanların bu askeri harekâtı Kuzey Kafkasya halkları nezdinde Ruslar’ın Kafkaslardan atılarak Kafkasların istiklali düşüncesini beraberinde getirmiştir. Almanlar’ın desteğiyle Ruslara karşı gönüllü birlikler oluşturulmuş, Rus ordusu içerisinde yer alan kuzey Kafkasyalılardan Alman birliklerine katılımlar gerçekleşmiş olmakla birlikte Ruslar’a karşı başarılı mücadeleler yürütülmüştür. Ancak, Savaş sürecinin Almanların aleyhine dönmesi üzerine batı istikametinde geri çekilen Alman askeri birliklerinin arkasından kendileri ve ailelerinin güvende olmayacağını düşünen Kuzey Kafkasyalılar; kadın, ihtiyar ve çocuklardan oluşan aileleri ile birlikte zor ve meşakkatli bir yürüyüş ve yolculuktan sonra Orta Avrupa da bu günkü Avusturya’nın güney batısındaki Alpdağlarının eteklerinde akan Drau nehrinin kenarında uzanan Drau vadisinde yer alan İrschen köyüne kadar geldiler. Ve burada kurulan derme çatma kamplara yerleştirildiler. Yalta anlaşması gereği kamptan sorumlu olan İngiliz birlikleri tarafından Kuzey Kafkasyalılar’ın Ruslar’a teslim edileceği kararının akabinde 28 Mayıs1945 itibariyle kampta birkaç gün sürecek büyük bir infial ve adeta bir can pazarı yaşandı. Alp dağlarına kaçarak hayatta kalma çabaları ile birlikte Drau nehrinin azgın sularında hayatlarını kaybedenlerle beraber, teslime direnenlerin İngiliz tanklarının altında ezilmelerinin yanı sıra açılan İngiliz ateşi neticesinde hayatını kaybedenler oldu. Geriye kalan sayıları 7 bini bulan Kuzey Kafkasyalılar yük vagonlarına zorla bindirilerek eli kanlı emperyalist İngiliz yetkilileri tarafından bir diğer kan dökücü diktatör Stalin yönetimindeki Rus birliklerine teslim edilmiş ve sonrasında da hunharca katledilmişlerdir. 1961 yılında dikilen Drau anıtında; ‘’Burada 7 bin kuzey Kafkasyalı İslamiyet’e olan sadakatleri ve Kafkasya’nın istiklali idealleri uğruna hayatlarını kaybettiler’’ şeklinde yer alan ifade faciayı özetliyordu.

Drau faciasının tarihin tozlu sayfalarında kalmaması için Kafkas Vakfının gerçekleştirdiği bir proje çerçevesinde 26 Mayıs 2025 tarihin de Kafkas Vakfı başkanı Veysel Arıhan ve vakfımızın güzide gençlerinde oluşan proje ekibi ile birlikte Kafkas vakfı eski başkanı ve kurucular kurulu üyesi Mehdi Nüzhet Çetinbaş, değerli akademisyenler İlber Ortaylı, Ufuk Tavkul ile TRT1 gündem ötesi program yapımcısı Pelin Çift ve ekibi ile birlikte Slovenya’nın Ljubljana hava limanına indik ve bizi karşılayan gurbetçi kuzey Kafkasyalılarla birlikte öğleden önce Drau

04 HAZİRAN 2025

vadisindeki Irschen köyüne geldik. Çok güzel bu olan bu coğrafya, bu yemyeşil vadi ve azgın akan Drau nehri, yer yer bulutların eksik olmadığı dağ zirveleri ve asırlık ağaçlar bu vahim olaya kan ve gözyaşının birbirine karıştığı Drau Faciasına şahitlik etmişlerdi. Kafkaslara benzeyen işte bu yalçın dağlarda;28 Mayıs1945’te İnançları ve istiklalleri uğruna hayatlarına son verilen şehadete yürüyen Kuzey Kafkasyalı yiğitlerin naraları, anne ve yavrularının çığlıkları yankılanmış, Drau nehri boyunca uzanan bu düzlükler umutsuz ve çaresiz bakışların vadisi olmuştu. Keza Irschen köyünde doksan yaşın üzerindeki hayatta kalan birkaç sakin de bu elim trajedinin canlı tanıkları olarak aramızda idiler.

İrschen köyünde proje kapsamında üç gün süren; anıt ziyareti ve şehitlerimize dua, Drau nehrine çiçek bırakma, trajedinin önemi ve anlamına dair konuşmalar ki bu konuşmalarda Irschen tarih derneği başkanı ve belediye başkanının hitaplarıda çok önemli bir katkı idi. Ülkemiz Türkiye Başkonsolosu’nun anma programına katılımı ve takdire şayan kısa ve özlü konuşmaları, anıtın bakımını gönüllü ve üç kuşaktır üstlenen Scheneberger ailesine ve köyün ileri gelenlerine hediye takdimi, ilk toplu kampların bulunduğu İtalya’nın Paluzza kasabasında Kuzey Kafkasyalılara ait mezar arayışı gibi aktiviteler gerçekleşti. Bu program sürecinde; İlber Ortaylı, Mehdi Nüzhet Çetinbaş, Ufuk Tavkul, programa bir gün sonra katılan vakfımızın kurucular kurulu üyesi Yılmaz Nevruz, vakıf başkanı Veysel Arıhan, Irschen köyü belediye başkanı, yine köyün tarih derneği başkanı ve facianın canlı şahitleri olan köy sakinlerinden ve daha başkaca şu an hatırlayamadığım şahıslardan röportajlar alınıp çekimler yapılarak tarihe not düşüldü. Bu aktivitelerde Kafkas Vakfı eski başkanlarından Ebubekir Kısık, proje ekibinde yer alan Âlim Sarı Aslan, Ubeyd Güngör, Ayşe Çekmez, Ceyda Albayrak, Ljubljana’ dan katılım sağlayan ve bizi karşılayıp program boyunca mihmandarlığımızı yapan Viyana Çerkes derneği başkanı Yusuf Atik ile kafileyi hava limanında karşılayanlardan ve yardımlarını esirgemeyen gençlerden Fatih Ekin ve Ömer Düzgün’ün bu aktivitelerin gerçekleşmesinde çok önemli katkıları oldu. Irschen köyünde üç gün devam eden bütün bu faaliyetler esnasında köy halkı proje ekibimize çok içten, Müşvik ve misafirperver davrandılar. Tüm aktivitelere gönülden destek verdiler. Anıta çelenk koyma, Drau nehrine çiçek bırakma ve kamp alanlarını ziyaret esnasında köy halkından yüze yakın köy sakini hatta yer yer çocukları ile birlikte etkinliğimize katılım sağladılar. Anma programının gerçekleştiği anıtın bayraklarla donatılması, çadırların kurulması, alanın sandalyelerle dizayn edilmesi köy sakinlerinin takdire şayan fedakârlıklarıydı. Program esnasında köydeki ev hanımlarının evlerinde hazırladıkları pasta, börek, kek gibiikramlıkların düşünülmesi, harcanan bu gönüllü emekler bizleri ziyadesiyle memnun etti, adeta kendimizi evimizde köyümüzde gibi hissettik. Çerkaska kıyafetli; Mehdi Nüzhet Çetinbaş ve Veysel Arıhan’ın giydikleri Çerkaska kıyafeti ve Ceyda Albayrağ’ın Kafkasya ya özgü yöresel elbisesi ile Irschen halkının fotoğraf çektirmek için sıraya girmeleri, Irschen köyü tarih derneği başkanının konuşmasını kalpak giyerek yapması yine bizleri memnun eden sıcak tavırlar idi. Köy belediyesinin yöresel kıyafetli korosunun Drau faciasının ruhuna uygun ağıt ve dram içerikli müzikal gösterileri acımızı paylaştıklarının bir başka göstergesi idi.

Kafilemiz, 28 mayıs2025 akşamı Irschen köyüne veda ederek 4-5 saat gibi kara yolculuğundan sonra gece yarısı itibari ile programın ikinci bölümünün gerçekleşeceği olan Viyana ya intikal etti ve dinlenmek üzere otelimize yerleştik. 29 Mayıs Perşembe sabahı ’’Yunus Emre Kültür Merkezi’’n deki programa kadar serbest zamanımız vardı. Otelimizin bulunduğu yer olan Viyana 10. Bölgede 100 bini aşkın gurbetçi Türk’ün ikamet ettiği yerleşim alanı olmasından

dolayı kendimizi adeta yine evimizde gibi hissettik ve hiç yabancılık çekmedik. Kafile gençler ve yetişkinler olmak üzere Viyana’nın tarihi merkezi olan 1. Bölgeye geçtik. Geçekten sarayları, kiliseleri, tiyatroları, üniversiteleri ve yönetim binaları mimari yapıları ile tarihle iç içe idi. Akşam üzeri Drau Faciasına yönelik konferansın bu tarihi binalardan birinde gerçekleşeceği yer olan ‘’Yunus Emre Kültür Merkezi’ne geçildi. Konferans öncesi kültür merkezi yetkilisinin, Yurt Dışı Türkler Ve Akraba Toplulukları(YTB) temsilcisinin, vakfımızın Başkanı Veysel Arıhan’ın kısa ve anlamlı konuşmalarının akabinde eşleri ile birlikte programa teşrif eden Viyana Büyük Elçimiz Sn. Gürsel Dönmez’ in konu ile ilgili derinlikli konuşmasını dinledik. Şu ayrıntıyı da belirtmekte fayda var ki programa ilgi ve katılım memnuniyet vericiydi. Konferans başlamadan önce salonda yer kalmamıştı. Prof. Dr. Ufuk Tavkul’un ilgi ile dinlenen sunumu ile ‘’Karaçay’’ odaklı Drau Faciası çerçevesindeki konuşmasını gerçekleştirdi. Programın akabinde Drau anıtındaki anma töreninde kuran tilaveti ile dikkatleri çeken ’’Yunus Emre Kültür Merkezi’n de görevli hocamızın fasıl programı ile Projenin viyana bölümü de sonlandı. Ertesi gün hava yolu ile İstanbul’a ulaştık. Akşam İstanbul FSM Vakıf Üniversitesinde Prof. Dr. Fethi Güngör’ün moderatörlüğünde değerli akademisyenlerimizin konuşmacı olarak yer aldığı Kafkas camiasının önde gelen isimlerinde katılım sağladığı ilgiyle izlenen Panel ile 30 Mayıs 2025 tarihindeki program sona erdi. 31 Mayıs Cumartesi günü Maltepe Slaşara restoranında haklı olarak kafilenin yorgun düşmesinden dolayı az sayıda bir katılımla; programın kısa süreli değerlendirilmesine ve geleceğe yönelik proje tasarımlarının ele alındığı konuşmalarla geçen kapanış yemeği ile ‘’Drau Faciası Projesi’’ sonlanmış oldu.

Uluslararası ve diplomasi boyutu da olan Kafkas Vakfı’nın öncülüğünde, resmi nitelikteki kurum ve kuruluşların da desteği temin edilerek mükemmel bir şekilde yürütülen bu projenin gerçekleşmesinde emeği geçen başta Kafkas vakfımızın başkanı Veysel Arıhan olmak üzere proje ekibine, destek veren tüm kurum ve kuruluşlara, emeği geçen herkese, tüm paydaşlara sonsuz teşekkürler.

Ali BARUT
Kafkas Vakfı Kurucular Kurulu Üyesi

Bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve Ajans Kafkas'ın editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Diğer Köşe Yazıları