
“Post-Sovyet Alanda Güç Mücadelesi: Azerbaycan ile Rusya Neden Karşı Karşıya?
“Post-Sovyet Alanda Güç Mücadelesi: Azerbaycan ile Rusya Neden Karşı Karşıya?
“Rusya–Ukrayna savaşının üçüncü yılını geride bıraktığımız bugünlerde, bölgesel gerilimler hız kesmeden devam ediyor. Rus hükümetinin ‘özel operasyon’ (spetsoperatsiya) olarak adlandırdığı, ancak dünya kamuoyunun büyük ölçüde savaş olarak nitelendirdiği bu süreç, beraberinde yeni jeopolitik konjonktürleri de getirdi.
Savaşın Moskova açısından planlanandan çok daha uzun sürmesi, Rusya’yı başta askerî ve mali açıdan yıpratırken; aynı zamanda politik etki alanının güçlü olduğu post-Sovyet ülkelerde kısmen, Ortadoğu’daki tek müttefiki Suriye’de ise, 53 yıllık Esed rejiminin çökmesiyle birlikte, nüfuzunu büyük ölçüde kaybetmesine neden oldu.
Orta Asya’da Rusya’nın nispeten boşalttığı alanı Türkiye ve Çin doldurmaya çalışırken; Suriye’de ise ABD ve Türkiye’nin bölgede başlıca aktörler haline geldiği söylenebilir.
“Azerbaycan ile Rusya arasındaki gerilime zemin hazırlayan önemli eşiklerden bazıları, yukarıda bahsettiğimiz gelişmeler oldu. Peki, bugün iki ülke arasında tansiyonu yükselten sıcak gelişmeler neler ve yaşananlar bize ne anlatıyor?”
(Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin)
Gerilimin ilk önemli safhası, 25 Aralık 2024’te Azerbaijan Airlines’a ait bir yolcu uçağının düşürülmesiyle başladı. Bakü’den Grozni’ye gitmekte olan sivil uçağın Kazakistan’ın Aktau kenti yakınlarında düşmesi sonucunda, 38 yolcu hayatını kaybetti. Bu olay, Azerbaycan kamuoyunda ve hükümetinde büyük bir infiale yol açtı.
Azerbaycan hükümeti tarafından yürütülen teknik incelemeler, uçağın Rus yapımı Pantsir-S1 hava savunma sistemi tarafından vurulduğu yönündeki iddiaların güç kazanmasına neden oldu. Bu bulgular doğrultusunda Bakü yönetimi, Moskova’dan ‘sorumluluğu kabul eden’ resmi bir özür, olayda doğrudan sorumlu kişilerin yargılanması ve tazminat ödenmesini talep etti.
Putin’in, Aliyev’i arayarak özür ve taziyelerini ilettiği bildirilse de; Kremlin, yaşananları ‘trajik bir kaza’ olarak nitelendirdi ve bölgede hava savunma sistemlerinin aktif olduğunu kabul etmekle yetindi. Ayrıca başlatıldığı belirtilen soruşturmanın sonuçları kamuoyuyla paylaşılmadı.
(25 Aralık 2024’te Azerbaijan Airlines’e ait düşen yolcu uçağı – Kazakistan/Aktau)
Kriz, ikinci aşamada Rusya topraklarında yaşayan Azerbaycan diasporasına yönelik polis müdahalesiyle daha da derinleşti. Haziran 2025’in son günlerinde Yekaterinburg kentinde düzenlenen bir polis operasyonu sırasında Safarov kardeşlerin hayatını kaybetmesi, Azerbaycan tarafından ‘gözaltında işkenceyle ölüm’ olarak nitelendirildi. Bakü yönetimi, bu ölümlerin temelinde etnik ayrımcılık bulunduğunu da ileri sürdü. Rusya ise hayatını kaybeden kardeşlerden biri için kalp krizi açıklamasında bulunurken, diğerinin ölümüne ilişkin soruşturmanın sürdüğünü belirtmekle yetindi.
(Yekaterinburg’ta hayatını kaybeden Safarov kardeşler)
Bu gelişmeler karşısında Azerbaycan, diplomatik protestoların yanı sıra Rus medyasına yönelik bazı tedbirleri de yürürlüğe koydu. Bu bağlamda, Bakü’deki Rusya devlet haber ajansı Sputnik’in ofisine düzenlenen operasyon, dünya basınında da dikkat çekti. Operasyon kapsamında yedi Rus gazeteci gözaltına alındı; mahkemeye çıkarılan yayın yönetmeni Igor Kartavykh ile editör Yevgeny Belousov, dolandırıcılık, yasa dışı ticaret ve kara para aklama suçlamalarıyla tutuklandı.
Ayrıca, 15 Rus vatandaşı da uyuşturucu kaçakçılığı ve siber suçlar şüphesiyle gözaltına alındı. Bu kişilere yönelik operasyonun görüntüleri Azerbaycan kamuoyuyla paylaşıldı. Azerbaycan emniyetinin bu görüntüleri yayımlamasında, Yekaterinburg’da yaşananlara karşılık bir tür ‘mütekabiliyet’ mesajı verme amacı güttüğü düşünülebilir.
Aynı çerçevede, iki ülkenin başkentlerindeki büyükelçiler ilgili hükümetler tarafından dışişlerine çağrılarak yaşanan gelişmeler hakkında görüşmeler gerçekleştirildi. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov ise yaşananları Azerbaycan’ın ‘duygusal tepkileri’ olarak nitelendirdi ve sorunların doğrudan iletişim yoluyla çözülmesi gerektiğini ifade etti. Rusya’nın, tutuklanan gazetecilerin serbest bırakılması için Azerbaycan nezdinde girişimlerde bulunduğu da kamuoyuna açıklandı.
(Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov)
Ayrıca yine bu süreçte, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesi, krizin yalnızca iki ülke arasındaki bir mesele olmadığını; bölgedeki diğer ülkeler tarafından da dikkatle takip edildiğini ortaya koymaktadır.
Tüm bu gelişmeler gösteriyor ki Karadeniz’in kuzeyinde yaşanan çatışmalar tıpkı Ortadoğu’da olduğu gibi Hazar bölgesindeki dengeleri de büyük oranda etkilemiştir. Önümüzdeki süreçte Rusya’nın uygulayacağı yeni politikalar, Türkiye’nin nasıl bir pozisyon alacağı, Kazakistan gibi çevre ülkelerinin tutumu ve Batı’nın bu tip gerilimlere karşı göstereceği yaklaşım, Kafkasya’nın geleceğini belirleyecek temel parametrelerden başlıcaları olacaktır.