Malgasov’dan emirlik için ağır sözler

Çeçen direniş lideri Doku Umarov’un Kafkasya Emirliği ilan edip Çeçenya’yı da emirliğin Nohçi Vilayeti’ne dönüştüren kararına en sert tepkiyi verenlerden Çeçen-İçkerya Parlamentosu Birinci Dönem Ekonomi Komitesi Başkanı Noy Ahmed Malsagov ağır eleştiriler yöneltti.

Çeçen-İçkerya Başbakanı Ahmet Zakayev’in Milli Politika Devlet Sekreterliği görevine atadığı Malsagov, emirlik konusundaki görüşlerini Chechen News’e anlattı. Emirlik ilanının Çeçen olan her şeyi yok etme amacı güttüğünü iddia eden Malgasov, bunun arkasında Çeçenler değil ‘babalarımızca ezeli topraklarımıza misafir olarak kabul edilmiş’ kişiler olarak tanımladığı ‘yabancı unsurları’ sorumlu tutuyor. İşte Malgasov’un değerlendirme ve ithamları:

 

Emirlik ilanı ile ilgili ortaya çıkan durum hakkında ne söyleyebilirsiniz?

 

Burada Çeçen devletinin kurucusu olan Cahar Dudayev’in bir sözünü hatırlatmanın yeri olduğunu düşünüyorum; Allah’ın yardımı ve Çeçen halkının iradesi ile kurulan Çeçen devletini yıkabilecek güç dünyada yok. Ama onun da altını çizerek belirttiği gibi içeriden, bizim saflarımızdan gelen bir tehlike var. Bu sözün güncelliğini bugün görüyoruz.

Ahmed Zakayev’in Çeçenya devletinin ortadan kaldırılması amacıyla hazırlanan plan konusundaki açıklamasının hemen ardından hızlı bir şekilde meclis adına bir açıklamada bulundum ve Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti parlamentosunun durumu kontrol altına alması, hükümeti kurması ve bağımsızlık, vatanımızı işgalcilerden kurtarma mücadelemize devam etmesi gerektiğini açıkladım. Mutluluk vericidir ki, vatanseverlerimiz, siyasilerimiz, halkının kaderine kayıtsız olmayan herkes bu konuda çok şey söyledi. Kendi adıma şunu söyleyeyim ki, bu olmak zorundaydı, onlar varlıklarını kesin olarak gösterdiler. Onların faaliyetleri takip edilecek olursa, baştan beri Çeçen halkının mücadelesi ile ortak hiçbir şeyleri olmadığı görülür. Onların tüm faaliyetleri, hepimiz için kutsal olan İslami değerlerin spekülasyonunu yaparak Çeçen olan her şeyi yok etmek ve Nohçalla’yı silmeye yönelikti. Onların tüm dini propagandaları Çeçen halkını bölme ve asimile etmeye yönelikti. Ve sonunda açıkça, ellerinde olsa, ne yapmak istediklerini – devlet yok, halk yok- gösterdiler.

Onların Çeçenya devletini ortadan kaldırma girişimi, Çeçen halkını tamamen yok etme isteği olarak değerlendirilebilir sadece. Çeçen ovasını bile onlar sayıları ülkemizde binden biraz fazla olan kişilerden yola çıkarak ‘Nogay Vilayeti’ olarak adlandırıyorlar. Halbuki daha dün onlar babalarımızca ezeli topraklarımıza misafir olarak kabul edilmişlerdi ve onların onlarca Türk devleti var.

Açıkça söylemek gerekirse, halkımıza ve devletimize bu kadar hürmetsizce bir saldırıyı Çeçen kökenli insanlar yapamazlar. Birinci Rus-Çeçen savaşından sonra M. Udugov Mashadov tarafından zararlı faaliyetlerinden ötürü dışişleri bakanlığı görevinden alındı. Buna rağmen o, kardeşi İsa Umarov ve Hattuni köyünden kardeşinin bir arkadaşı olan Halimov İslam ile beraber anti-Çeçen faaliyetlerine devam etti ve sonunda onun bizi nereye getirdiğini bugün görüyoruz.

Zakayev’e destek açıklamamda, korkulacak bir şey olmadığını, sadece mücadelemizde iç düşmanlar olmadan, gerçek vatanseverlerin mücadelesine devam etmesi için bir imkan doğduğunu ifade ettim. Açıkça Dokka Umarov’a, bir açıklaması ile Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti yönetim birimlerini iç Çeçen düşmanlardan temizlediği için Çeçen-İçkerya’nın en üst nişanı ‘Koman Siy’ ile ödüllendirilmesi gerektiğini de söyledim.

 

Halkımızın geleceğini nasıl görüyorsunuz, halkımızı bu korkunç durumdan kurtarmak için neler yapabiliriz?

 

Halkımızın ve tüm dünyanın ne olacağını Yüce Allah biliyor. Bize de halkımız ve insanlık yararına çalışmamızı söylüyor. Maalesef yakın bir gelecekte şu anki Rusya yönetimi ile barış müzakereleri görmüyorum. Şu durumda yerinde saymak da mümkün değil, burada Britanya Milletler Topluluğu’na girmeye çalışmamız gerekir. Bu topluluktaki halklar ve Çeçen halkı etnik açıdan akrabalar. İkna edici bir örnek getireyim; Çeçence ve eski İngilizcede aynı anlamda iki 2300 kelime bulunuyor.

Bu çalışmanın sahibi tanınmış dil bilimci Süleyman Camuhanov. Dil bilimcileri, halkların etnik açıdan akraba sayılabilmeleri için dillerinde aynı anlamda kullanılan beş yüz kelimenin bulunmasının yeterli olacağını iddia ediyor.

 

Makalelerinizin birinde, kendi eski para birimimiz Nahç’a döneceğimizi belirtiyorsunuz…

1993’de Cahar Dudayev dışarıda kendi paramızın basılmasını ayarladı, ilk başta Som olarak adlandırılmıştı.

 

Som Türkçe bir isim ve bizim için çok uygun değildi. Bu konu hakkında Dudayev ile özel olarak görüştüm ve ona eğer geç değilse paranın isminin som değil de nahar olarak değiştirmesini teklif ettim. Bu isim milli adımız Nohçi-Nahçi ile aynı köktendi ve kendi dilimizde en azından yüz yıldır para için nahar ve naharş kelimelerini kullanıyoruz. Dikkatlice beni dinledi ve bu teklifimi büyük bir memnuniyetle kabul etti. Som basımını durdurdu ve paranın nahar adıyla basılmasını istedi.

O zamanlar 3,5 asır öncesinde dedelerimizin para birimimiz olarak ‘Nahç’ kullandığını bilmiyordum. Bu 1998’de Nunuyev tarafından Yaroslav’da basılan bir kitapta ifade ediliyor. Şimdi Nunuyev sayesinde halkımızın bu tarihi gerçeğini biliyoruz. Buna bağlı olarak parlamentoya ve Zakayev başkanlığında oluşturulan yeni hükümete tarihi para birimimize geri dönmemiz ve basımının sağlaması teklifinde bulunuyorum. Bunun tarihi önemi büyük. İnanıyorum ki, bu para tarihi göz önünde bulundurularak dünyadaki en önemli para birimlerinden biri olacaktır. ÖZ/FT