Vladimir Putin, Rusya’nın son Çarı mı?

Geçen hafta Moskova’da Kremlin destekli Birleşik Rusya partisinin konferansında Rusya Başbakanı Vladimir Putin, Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’e Aralık ayındaki Duma seçimlerinde parti listesinin başında olmasını önerdi.Medvedev, Putin’e 2012’nin Mart ayında yapılacak olan devlet başkanlığı seçimlerinde Birleşik Rusya partisinin adayı olmasını teklif ederek cömert bir şekilde karşılık verdi.

Sonuç ortada: devlet başkanlığı seçimleri artık bitmiş durumda. Bu, sürpriz olmamalı. Kremlin ve Lubyanka’daki (FSB’nin merkez bürosu) elitlerin ağır basan politik bir hedefleri vardı: kontrolü ellerinde tutmak. 12 yıldır başarılı liderleri olan Putin başta olmak üzere bu elitlerin işledikleri suçlar için acil bir affa ihtiyaçları vardı ve bu, Putin’in önümüzdeki 12 yıl için devlet başkanlığı koltuğuna tekrar oturmasını gerektiren sebep.

Rusya’da politikacılar görevdeyken işledikleri suçların dokunulmazlığının tadını çıkarıyor. Ancak teorik olarak, görevden ayrıldıktan sonra haklarında iddianameler hazırlanabilir. Görevden atılamayacak ve hakkında suçlama yapılamayacak tek kişi devlet başkanıdır. Yani beladan kaçmak için iyi sebepleriniz varsa, ayrılmak istemeyeceğiniz tek makam devlet başkanlığıdır.

Putin’in hesap vermesi gereken çok şeyi ve bunu yapmamak istemesi için de çok iyi sebepleri var. Tahmini olarak 100 bin kişinin hayatını kaybettiği ikinci Rus-Çeçen savaşının doğrudan sorumlusu. Bu, insanlığa karşı işlenmiş bir suç ve tartışılabilir bir soykırımdır.

Herkes Rusya’da özellikle politik liderlikteki yozlaşmanın devasa boyutlarda olduğunu biliyor. Bir kaç yıl önce politika analisti Stanislav Belkovski, Alman gazetesi "Die Welt"de Putin’in enerji şirketi Gazprom’da % 4,5, Surgutneftegaz’da %37 ve İsviçre’de bir petrol şirketi olan ve Putin’in yakın bir arkadaşı Gennadi Timçenko tarafından yönetilen Gunvor’da %50 hisse sahibi olduğu yönünde sansasyonel iddialarda bulunmuştu. O sıralar bu yatırımların toplam değeri 40 milyar dolar idi. Son zamanlardaki hesap sonuçları % 50 daha fazla, bu da Putin’i muhtemelen dünyanın en zengin insanı yapıyor.

Diğer bir deyişle, Putin’in yargısal denetlemeden kaçmak için çok iyi nedenleri var. O, art arda 12 yıl süren iki dönemlik devlet başkanlığı yaptıktan sonra, herkesin bunları unutacağını veya işlediği suçlara olan ilgilerini kaybedeceklerini ya da sessiz kalmaları için yeterince ‘doyurulmuş’ olacaklarını hesap ediyor olacak. Sonra, dünyanın en geniş ölçümlü ülkesini neredeyse çeyrek asır bir diktatör gibi yönetmiş olarak 71 yaşında politika sahnesinden çekilmeyi planlıyor. Putin’i Stalin ve Brejnev ile kıyaslamak durumu aşağı yukarı doğruluyor.

‘Kimse’likten Devlet Başkanlığına

1999 yazında o zamanki devlet başkanı Boris Yeltsin kötü sağlık durumundan ve aşırı votka tüketiminden ciddi bir şekilde etkilenmiş olarak ikinci görev süresinin sonlarına yaklaşıyordu ve yerine geçecek halefinin bulunması gerekliydi. Birkaç değişiklikten sonra FSB yöneticisi Vladimir Putin nihayet Ağustos’ta başbakanlığa getirildi. Yeltsin, Putin’i tanıştırırken ‘onun kendisinin yerine devlet başkanı olacağını’ ve ‘Çeçen sorununu temelli olarak çözeceğini’ ilan etti. Putin “Evet, onları tuvalette yok etmemiz gerekse bile,  bunu yapacağız” diye cevap verdi.

1999 Eylül ayında Moskova ve diğer şehirlerde bir kaç gece boyunca 294 sivil ve masum Rus’u öldüren patlamalar apartmanları harabeye çevirdi. Putin, ayrılıkçı Çeçenleri suçlamada gecikmedi ve Rusya’nın küçük, Kafkasyalı komşusuna karşı tam bir askeri saldırı başlattı.

Bununla birlikte bu bombalamaların Çeçenya’ya karşı yeni bir Rus savaşının bahanesini oluşturmak için FSB tarafından yapıladığına dair çok sayıda rapor var.  Bu savaşın amacı ise, 2000 yılındaki devlet başkanlığı seçimlerinde henüz tanınmayan Putin’in galibiyetini garantilemekti. Sergey Yuşenkov, Yuri Şekoçhin, Anna Politkovskaya ve Aleksandr Litvinenko FSB’nin bombalamalar ile bağlantılarını yazanlar arasındaydı ve hepsi öldürüldü.

Putin’den önceki Rusya başbakanı Sergey Stepaşin İkinci Rus-Çeçen savaşının 1999 Mart ayının başlarında (Putin hala FSB’de yöneticiyken) FSB tarafından planlandığını ifşa etti.

Rusya gerektiği gibi Çeçenya’ya karşı yeni bir savaş başlattı; Yeltsin yeni yılın arifesinde istifa etti, Putin vekaleten devlet başkanı oldu ve bir kaç ay sonra devlet başkanlığına getirilecek kadar tanınır hale geldi. ‘The Times’ın da aralarında olduğu bazı haber kurumlarının seçimlerde Putin’in lehine büyük hilelerin yapıldığını gösteren kanıtları yayınladıkları da not edilmeli.

Eski, kötü günlere dönüş

FSB has adamını nihayet yerine yerleştirdi. Geçtiğimiz 11 yıl (Putinli yıllar) birçok yönden Sovyetler Biriği’ni anımsatan bir liderlik dönemi oldu. Demokratik kurumlar sistematik bir şekilde çökertildi, basına uygulanan sansür ikiye katlandı ve politik muhalefet ortadan kaldırıldı. Muhalifler, insan hakları savunucuları ve gazeteciler baskı gördü ya da öldürüldüler. Güvenilmezliği ile ün salmış ve yozlaşmanın büyümesine göz yuman bir yargı teşvik edildi. Buna, boğucu bürokrasiyi, tarihi geçmiş teknolojiyi ve etkisiz sanayiyi ekleyin. Putin, Sovyetler Birliği’nin dağılışının 20. yüzyılın en büyük jeopolitik felaketi olduğunu iddia etmişti. Şimdi günümüz Rusyası’nda aynı gösterinin tekrarını planlıyor.

Buna rağmen, Rusya yüksek enerji fiyatlarından kar sağladı ve şu an dünyanın en büyük petrol ve doğal gaz üreticisi. Bu, devlet borçlarının ödenmesini mümkün kıldı ama yeni altyapıya veya sürdürelebilir ve modern sanayi araştırmaları ve teşvikine çok az para kanalize edildi. Ham petrol ve doğal gaz ihracatı Rusya’nın ihracatının % 75’ni oluşturuyor. Suudi Arabistan’ın ki kadar ‘çeşitli ve gelişmiş’ bir ihracat politikası. Zenginlikler çok az kişi için saklanmış ve Moskova tabiki dünyanın en çok dolar milyarderi sayısına sahip.

Rusların çoğu, tam tersine kırsal alanlarda ve nüfusu 100 binin altında olan ve zorlukların sıradan olduğu kasabalarda yaşıyor. 400 kasaba, sözde sanayi kasabası ve ekonomik felaketlere maruz kalmış durumdalar. 25 milyon insan açlık sınırının altında bir hayat sürüyor.

Rusya’nın parlak politikacıları, aydınları, akademisyenleri, bilim adamları, araştırmacıları, yazarları ve sanatçıları var. Bununla birlikte onların geçrek potansiyelleri, sık sık ve haklı olarak polis, mafya ve gangster devleti olarak adlandırılan mevcut otoriter yönetim altında farkedilmiyor.

Rusya hakkında değiştirilmesi gereken bir kaç efsane var. İlki, Batının yakalandığı Medvedev’in Putin’den daha nazik ve cana yakın biri olduğu ilüzyonu. Gerçek şu ki, Medvedev, Putin’den daha iyi ya da kötü, güçlü ya da zayıf değil. O, patronu dönene kadar sıcak tutması için koltuğa oturtulmuş Putin’in küçük kuklası, hepsi bu. En küçük bir farklılık işareti bile oyundan ibaret ve ikisi de iyi oyuncu.

İkincisi, herkes Putin ve Medvedev’in yerlerini değiştirecekleri varsayımını kabul etmiş. Ben böyle düşünmüyorum. Evet, ikisinin St. Petersburg’daki yıllardan birbirini tanıyan ve birbirine güvenen silah arkadaşları oldukları doğru. Bununla birlikte Putin’in bir değişiklik arayışında olacağına inanıyorum. Medvedev gereğinden uzun süre sahnede kaldı. 27 Eylül’de Washington’da canlı yayında Medvedev ve Ekonomi Bakanı Aleksey Kudrin arasında meydana gelen dramatik soğukluk sonradan gelen Kudrin’in hemen görevden alınmasına yol açtı ve gelecek yıl başbakanlık koltuğu için başka adaylar olması ihtimalini doğurdu. Diğer potansiyel adaylar ise Devlet Başkanlığı Genel Sekreteri Sergey Narışkin ve Moskova belediye başkanı Sergey Sobyanin.

Rusların istediği Putin mi?

Üçüncüsü, herkes Putin’in ve onun ‘maço’ tavırlarının Ruslar tarafından sevildiğine inanıyor. Ancak bu kanı, bunun doğruluğunu nasıl bilebileceğimiz sorusunu göz ardı ediyor.

Putin basın ve kamuoyu yoklama kuruluşları da dahil olmak üzere Rus toplumunu her yönü ile kontrol ediyor. Aynı zamanda diğer kurumları birbirine düşürmede tam bir usta. Duma tamamen Kremlin’in ellerinde ve başlıca görevi Kremlin’in politikalarını desteklemek. Tüm ciddi siyasi partiler ya yasaklandı ya da etkili bir biçimde kenara itildi. Boris Nemtsov, Vladimir Milov, Mihail Kasyanov, Garry Kasparov ve Vladimir Rıjkov gibi muhalif politikacıların seslerini duyurmak için çok az şansları var, politikayı etkileme konusunda ise durum daha da vahim. Putin gerçek popülerliği ölçmede bir ölçü sağlamayan bir politika tekeli işletiyor. Biri size Putin’i sevip sevmediğinizi sorduğunda yanlış cevap vermenin ciddi ekonomik ve şahsi sonuçlar doğuracağını bilirsiniz, cevabınız kendi çıkarlarınız tarafından yönlendirilir.

Putin’in Çeçenya’daki sağ kolu olarak atanan Ramzan Kadirov, Putin’e köle. Onu Çeçenya’nın kurtarıcısı olarak adlandırıyor. Birleşik Rusya ve Kremlin yanlısı Sadece Rusya partileri 2008 Çeçenya parlamento seçimlerinde şaşırtıcı bir şekilde oyların % 99’unu aldılar. Çeçenlerin Kadirov’un şahsına ve son yirmi yılda Çeçen nüfusunun dörtte birini öldüren Rus rejimine karşı olan nefretleri ile bağdaştırması güç bir sonuç.

Çıkardığım sonuç şu ki, Putin adil, eşit ve demokratik şartlar altında Rusların kendisi ve diğer adaylar arasında seçim yapmasına izin vermedikçe, onun ne kadar sevildiğini (ya da sevilmediğni) bilemeyiz. Ama Putin böyle bir riske girmez.

Amerika’da devlet başkanı iki dönem boyunca seçilebilir, sonrasında görevi biter ve bir daha seçilemez. Rusya’da devlet başkanı iki dönem sonra çekilmek zorundadır ama bir aradan sonra tekrar göreve gelebilir. Güçlü biri akıllıca bir planla, teknik olarak, politik egemenliğini sonsuza kadar sürdürebilir ve şu an yaşanan şey tam olarak bu. Rusya’da devlet başkanlığı görev süresi bir süre önce 4 yıldan 6 yıla çıkarıldı, yani tekrar seçildikten sonra Putin, Rusya’nın tartışmasız lideri olarak 12 sene daha görevde olacak.

Bununla birlikte güç yozlaştırır, zaman ve şartlar eninde sonunda en güçlülerin bile üstesinden gelir. Batıda Sovyetler Birliği’nin değiştirilemez olduğu ilüzyonu vardı, yine de 20 yıl önce bir deste kağıt gibi çok kısa bi sürede çöktü. Gerçek bir politik mucize.

Bu yıl Mısır, Tunus ve Libya’da yozlaşmış, baskıcı liderlerin çöküşleri bize cesaret verdi. Yemen, Bahreyn ve Suriye’de de devamı gelebilir. Robert Mugabe yaratıcısı ile tanışabilir, Burma da gevşeyebilir. Çin bile büyük nüfusunun insan hakları ve ifade özgürlüğü konusundaki taleplerine adapte olmak durumunda kalabilir. Dünya oldukça şeffaf olmak durumunda, eski moda diktatörlüklerin çağı sona erdi.

Dünya Putin’in hırsına dikkat ve şüphe ile yaklaşmalı.  Bununla bilikte onun Rusya devlet başkanı olarak bir 12 yıl daha görevde kalacağına bir an bile inanmadım. Başarısız politikalar ve ekonomik darboğaz, insanların artan özgüvenleri ve demokrasi ve düzgün yaşam standartları için olan talepleri eşliğinde Putin’in yakasına yapışacak ve onu