Bagapş’ın iyi ve kötü senaryoları

Sohum/Ajans Kafkas – Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş, Gürcistan’ın Türkiye dahil Batlı ülkelerin silahlarıyla Güney Osetya’ya saldırdığını, Rusya’nın müdahalesi sayesinde savaşın bütün Kafkasya’ya yayılmadan sona erdiğini söyledi.

Gürcistan’ın silahla sorun çözme hedefinden vazgeçmemesini senaryonun kötü ayağına koyan Bagaş, arzuladığı iyi senaryoyu ise ‘Rusya’nın güvenlik garantisi ile Abhazya’nın komşularla iyi ilişkiler geliştirmesi’ olarak dile getirdi. Abhazya liderinin 20 Şubat’ta Russia.ru muhabiri İlya Peresedov’a verdiği röportajı Ajans Kafkas için Özlem Güngör çevirdi:

Sayın devlet başkanı, bizimle görüşmeye vakit ayırdığınız için teşekkürler. İlk soru; Ülkeniz kısa bir süre önce bağımsızlığını elde etti. Şunu açıklayabilir misiniz? Bu karar ne kadar gerekliydi, çünkü bizim televizyonlarımıza da çıkmış olan bazı uluslararası gözlemciler ve uzmanlar, eğer Abhazya bu statünün alınması konusunda bu kadar aceleci davranmasaydı, belki de büyük devletlerden daha fazla ilgi ve alaka görürdü şeklindeki düşüncelerini dile getirdi?

‘Bu kadar acele etmeselerdi’ cümlesini anlamak zor. Biz bilhassa aceleci olmadık. Çünkü Gürcistan ile 1992-1993 savaşının üzerinden on beş yıl geçti. 15 yıl pratikte bağımsız. Tüm devlet yönetim özelliklerinin inşa edildiği ‘de fakto’ bağımsız. Bu birincisi.
En önemli olana, bağımsızlığa sahip olmaya gelince, bizler problemlerimiz konusundaki anlayışından ötürü Rusya Federasyonu’na minnettarız. Batının ve ABD’nin kendisi bu süreci hızlandırdı. Onlar bunu ilk önce Kosova’da hızlandırdılar. Daha sonra, AB ülkeleri, ABD, Ukrayna ve diğer Avrupa ülkeleri Güney Osetya’ya karşı savaş başlatan Gürcistan’ı silahlandırarak bunu hızlandırdılar. Ve Rusya Federasyonu, Güney Osetya ve Abhazya’yı tanıyarak, halklarımızı ve milletimizi bu tür saldırılardan koruyarak kesinlikle adil davrandı.
Diğer türlü olaylar bir kabus olabilirdi. Bu, Güney Osetya, anlaşmazlığa Abhazya’nın dahil edilmesi, halkları bize yakın olan Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerinin dahil edilmesi olurdu ve tüm Kafkasya patlardı. Bu, sonrasında kimsenin durdurmayı başaramayacağı büyük bir savaş olurdu.

Rusya ve Abhazya arasındaki dostluk da, Abhazya’nın bağımsızlığının gerçek ve objektif oluşu hakkında şüpheye neden oluyor. Abhazya’yı Rusya ile birleşme, en azından Rusya ve Beyaz Rusya arasındaki ittifak anlaşması gibi bir şeyin imzalanması beklemiyor mu?

Burada Abhazya halkının ayrıcalığı var. Halk pozisyonunu ifade etti, bağımsız devlet inşa etmek. Rusya ile en iyi ilişkilerimiz bağımsızlıktan önce de vardı ve gelecekte de gelişerek kalmaya devam edecek. Bağımsızlığımıza gelince, bir siyasetçi (V.G. Ardzınba) güzel söyledi: Abhazya bağımsızlık elde etmedi, sadece sahip olduğu bağımsızlık ve devletini yeniden kurdu. Çünkü Abhazya her zaman devlet idi ve kendi devlet yönetimi vardı. Biliyorsunuz, 1921’den 1931’e kadar müttefik cumhuriyet idi, ancak Stalin ve Beria daha sonra mümkün olan her şeyi yaparak onu Gürcistan yapısı içinde özerk cumhuriyete dönüştürdü. Bundan dolayı burada daha çok, bizim yitirdiğimiz şeyi yeniden inşa ettiğimizden söz etmeli. Ve Rusya ile ilişkiler hep vardı, iyi ve sıcak ilişkiler olarak kalmaya devam edecek. Çünkü Abhaz halkının en zor dönemlerinde, birçok Kafkasya halkının ve sadece Kafkasya’nın değil, devlet ve halkların yok edilme meseleleri gündemde olduğunda Rusya yardıma geldi. Ve Rusya’nın veya daha başka herhangi bir ülkenin bizim için yaptıklarına değer vermeyi biliyoruz. Bundan dolayı minnettarız ve ilişkilerimizi kiminle inşa edeceğimiz konusunda seçimimizi yaptık, Rusya Federasyonu ile. Hangi şartlarda? Bizim bağımsız bir devletimiz var. Tabii ki, eğer teklif olursa, elbette müttefik devlet, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü, ileride BDT’ye girmeyi düşünürüz, ancak tüm bunlar gelecekle ilgili ve bugün için bizim başka görevlerimiz var. Bugün bizim görevimiz, iç politikamızı güçlendirmek, cumhuriyetimizin bağımsızlığını daha fazla ülkenin tanımasını sağlamak.

Rusya Devlet Başkanı Dmitri Anatolyeviç Medvedev son zamanlarda ardı ardına Abhazya’nın uluslararası diyaloglara en üst düzeyde katılım hakkı olmasını savunuyor. Abhazya bugün böyle bir diyaloga hazır mı, uluslararası toplum da Abhazya ile böyle bir diyalog oluşturma yönünde adım atmaya hazır mı?

Abhazya hazır. Uluslararası toplumlarla son 15 yıldır böyle bir diyalog yürütüyoruz. Cenevre’den başlayan, İstanbul, Atina’da biten, tüm dünyada çeşitli düzeylerde ve yerlerde. Sorunlar çok: Güvenlik meselesi, mülteciler meselesi, devlet olarak bundan sonraki inşa meselesi, iç politika meselelerimiz, Gürcistan ile ilişkiler meselesi, Avrupa Birliği ülkeleri ile ilişkiler vs. Bu toplantılarda birçok problem gündeme getiriliyor. Ve biz, böyle bir diyaloga hazırız, işte geçenlerde Cenevre’deki diyaloga katıldık, gerçi orada Avrupa Birliği heyetinin anlayışsızlığı ile karşılaştık. Uluslararası görüşmelere, Sarkozy-Medvedev anlaşması çerçevesinde, dünyadaki en büyük, 150 milyonluk nüfusa sahip bir devlet tarafından tanınmış olarak katılacağımızı söyledik. Halbuki bizi, bu müzakerelerde Gürcistan’ın üvey evladı veya daha başka bir şey olarak görmek istediler. Ama biz bunu kabul etmeyiz. İşte heyetimiz gitti. Heyetimizi uyardık bile: Sadece eşitler arasında, eşit olarak. Başka bir diyalog olmayacak. Eğer onlar Abhazya problemleri hakkında biz olmadan konuşmak isterlerse, bizi davet etmeden bunu yapabilirler, ancak bizi dinlemek istiyorlarsa, müzakere sürecinde taraf olarak dinlemek zorundalar.

‘Türkiye de suçlu’

Gürcistan’ın Osetya’ya saldırısı sizin için beklenmedik bir şey miydi ve bu askeri eylemin öncelikli olarak kimin suçu olduğunu düşünüyorsunuz, yani sorumluluk Saakaşvili’ye mi ait, veya bir başkasına mı?

Materyallerimizi, ‘genel sekreterlik dostları’ ile müzakerelerimizi, ABD, Fransa, Almanya gibi ülkelerin elçileri ile müzakerelerimizi anlamak zor değil. Bu olaylardan önce gelen son kişi (Alman Dışişleri Bakanı) Stainmaier’le Gal’de görüştüm, bundan önce (AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Javiar) Solana ile de görüştüm, tek şeyden bahsettik: Gürcistan savaşa hazırlanıyor. Gürcistan Abhazya ve Güney Osetya meselelerin barışçıl yolla çözmeyecek. Abhazya veya Osetya’ya saldıracak. Bu büyük, ciddi bir savaş olacak. Biz, tüm bu yıllar boyunca uyardık. Biz bunları söylediğimizde, ‘Durumu abartıyorsunuz, durumu geriyorsunuz’ diye bizi kınadılar. Biz oraya yakınız, çok şey biliyoruz ve Gürcistan’da neler olduğunu biliyorduk. Ukrayna’nın Gürcistan’a çok sayıda silah getirdiğini biliyorduk. Yunanistan, Türkiye, Çekya, Avrupa ülkeleri, liste çok büyük. Biz, bu silahların bize karşı kullanılacağı konusunda uyardık. Gürcistan’ın Rusya’ya karşı savaşmayı düşünmediğini, Türkiye’ye veya bir başka ülkeye karşı savaşamayacağını, tüm bu silahların Abhazya ve Güney Osetya halkına karşı kullanılacağını söyledik. Ve Güney Osetya’da meydana gelen savaşın suçu öncelikli olarak Saakaşvili ve yakınında bulunan çevresine ait. Onların elleri dirseklerine kadar kan içinde. Biz, Saakaşvili’ye bu silahları kime karşı kullanacağını bile bile silah sağlayanları da suçluyoruz. Onların da onunla beraber cezalandırılması gerekiyor. Hiç değilse Abhazya ve Güney Oseyta’da meydana getirdiklerinden ötürü manevi sorumluluk.
Kodor Vadisini boşaltırken bizler, televizyondan kimden ve nereden silah, tank, askeri tekniğin geldiğini gösterdik. Orada net bir şekilde Ukrayna yazıyordu. Saakaşvili ise bu olayda en büyük sorumluluğu taşıyor. Bundan dolayı Gürcistan tarafının katıldığı müzakerelere, durumun sağlanmasına katılımda bulunan Dmitri Medvedev ve Sarkoz’ye olan saygımızdan gittik. Çünkü kendisine ve siyasetine saygı duyanlar Saakaşvili ve etrafındakiler gibilerle müzakere masasına oturmaz, oturmamalı.

Osetya’nın yitirdiği kurbanlar için, soykırım mefhumu kullanılabilir mi?

Elbette. Bu defalarca oldu, bundan önce de yirmili yıllarda oldu. Bu tamamen soykırımdır.

Ve aynı tehdit…

Aynı tehdit elbette Abhazya ile ilgili de vardı. Kodor Vadisi’ni ele geçirdiğimizin üzerinden zaman geçtiği halde, halen oradan patlayıcı ve silah taşıyoruz, henüz hepsini taşıyamadık, orada o kadar çok yığılmış ki. Çünkü Abhazya halkına karşı da harp alanı hazırlanmıştı. Ve biz, Gürcistan’a karşı bağımsızlığımızı elde ettikten sonra da hiçbir zaman hayal kurmayız.  

Barack Obama’dan farklı bir şey beklenmiyor

Kısa bir süre önce Amerika’da seçimler oldu. Yönetime yeni bakış açısıyla bir siyasetçi geldi. Sizce, uluslararası toplumun hem Abhazya’daki duruma, hem de Kafkasya’nın genel durumuna bakışı değişir mi?

Esas itibariyle ciddi bir değişiklik beklemiyorum, çünkü Cumhuriyetçi veya Demokrat başkan ABD’de özel bir rol oynamıyor, çünkü orada yerleşmiş bir sistem var. Ama genç devlet başkanından global meselelerin çözümü konusunda umutluyuz, umutlu olmak istiyoruz. Bush yönetimi, Gürcistan’dan Osetya’ya, dünyanın bir çok noktasında gözyaşı ve kan yönetimi idi. Eğer sayın Obama da aynı yoldan gidecekse yolu çıkmaz.

Kafkasya’da durumun gelişimi konusundaki tahmininiz; Kötü senaryo ve iyi senaryo, istikrarı ne tehdit ediyor veya tam tersi verimli bir hayata ne götürebilir?

Kötü senaryo, devam eden Gürcistan’ın silahlanması, savaşın çıkması halinde artık daha geniş çaplı bir savaş olacak. Ama bunun olmayacağını düşünüyorum. İyi senaryo, Güney Osetya ve Abhazya’nın sağlamlaşması. Rusya Federasyonu ile anlaşma imzalanması. Askeri üsler Abhazya ve Güney Osetya’da olacak, bu durumu istikrara kavuşturacak. Bu, bugün Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsız devletler olduğu, onlarla bağımsız devlet olarak diyalog yürütmenin mümkün olduğu anlamına geliyor. Böylelikle Gürcistan ile ve Gürcistan üzerinden Abhazya ile ilişkiler oluşturmayı isteyenlerle iyi komşuluk ilişkilerimiz düzelecek. Bundan dolayı bu yolun  en gerçek ve doğru yol olduğunu düşünüyorum.

Son soru: Televizyonumuz geçenlerde Güney Osetya’daki olaylar hakkında bir film yayınladı. Bu filmin Ukrayna’da gösterilmesi yasaklandı. Ve programın kesilmesi uluslararası diplomatik anlaşmazlık nedeni oldu. Öncelikli olarak bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz ve devlet başkanlığınızda habercilik problemleri ile karşılaştınız mı?

Ukrayna’da yasaklayarak filmi putlaştırdılar. Şimdi onu isteyen istemeyen herkes izleyecek: Filmde ne var diyecek? Ve ilgi artacak. Bundan dolayı elbette bir taraftan üzüntü verici,  ancak diğer taraftan bu filmin sahiplerini tebrik ediyorum, çünkü yasağın ne olduğunu siz ve biz hepimiz biliyoruz. Yasağın ne demek olduğunu, bizler ve Güney Osetyalılar on beş yıl boyunca yaşadık, o zamanlar bize Avrupa’da söz hakkı verilmedi, dışişleri bakanımız BM Güvenlik Konseyi’ne katılmak için gitmek istendiğinde vize verilmedi vs. Çeşitli kurumlarda sunmuş olduğumuz materyallerimiz kabul edilmiyor, görmezden geliniyor. Bundan dolayı bu basiretsiz bir politika. Ukrayna yönetiminin basiretsiz politikası. ÖZ/FT