Zuhum Zuhumov: Moskova’nın bir tek projesi var…

Zuhum Zuhumov: Düşünce adamı, Kafkasolog, sivil insan hakları örgütü ‘Barış ve Gelişim Bölgesi’ (Dağıstan) yönetim kurulu üyesi.

Dağıstan’daki suç durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dağıstan’da suç durumu 10 yıldan fazla bir süredir kronik bir özellik taşıyor. Son yıllarda bu durum, istatistik bilgiler göz önünde bulundurulduğunda daha da tehdit edici bir duruma dönüşüyor, bunu rakamlar gösteriyor. Geçen yıla göre suç seviyesi bir kat arttı. Bu rakamlar yerel medya organları ve Kavkazki Uzel tarafından kaydedilen rakamlar.

RF Devlet Başkanlığı Kuzey Kafkasya Federal Bölge yetkili temsilcisi Hloponin Kafkasyalıların Rusya’nın diğer bölgelerine göçünden söz ediyor. Bu konuyla ilgili ne söyleyebilirsiniz? Bu şekilde işsizlik problemleri çözülür mü?

Genel yabancı düşmanlığı çerçevesinde, Rusya’nın başka bölgelerine herhangi bir göçten söz eden yetkili temsilcinin bu açıklaması mantığa uymuyor, izah edilemez. Kendiniz karar verin, tüm toplumsal anketlerin ortak istatistiği Rus olmayan halka karşı nefret ise ve bu tüm ağızlardan duyuluyorsa, Kafkasyalıların kişisel güvenliklerinden söz etmek mümkün müdür? Bu durumda işsizlik problemi çözülür mü? Rusya bölgeleri, göçmenlerin meşguliyetini sağlayabilecek sosyal ve maddi teknik kaynaklara uygun mu? Ama uygun hukuk şartlarının olması ve yabancı düşmanlığının bulunmaması halinde Kafkasyalıların organize yapısı ve dini bağlılıkları ile bölgeler kalkınabilirdi. Rusya’nın elbette Çinliler şahsında alternatifi var, ancak gelecekte Çince tüm sonuçları ile Rusça’nın önüne geçer.

Kuzey Kafkasya’da İslami yer altı örgütü ile ilgili sormak isterim, Hloponin, yer altı örgütünün yurtdışından çok Kuzey Kafkasya’dan finansal destek aldığını iddia ediyor, ne dersiniz?

İslami yer altı örgütü için finans kaynağı ile ilgili bir fark olduğunu düşünmüyorum. Finansal kaynaklar ne şekilde olursa olsun doğrudan Kuzey Kafkasyalılardan geliyor ve bunda yeni bir şey yok. Ama bunu özel temsilcinin kendisinin dile getiriyor olması, durumu izah etme veya kendi önerisini sunma isteğinden çok durumla ilgili çaresizliği ifade ediyor.

Hloponin’in İslami yer altı örgüt üyelerinin ortalama yaşlarının çok düştüğü ve 17-20 yaşlarındaki gençlerin yer altı örgütüne katıldığı yönündeki açıklamasını nasıl yorumluyorsunuz?

Bu yaşlar adaletsizliğe en ‘duyarlı’ olunan yaşlar. Onlar seçimlerini yaptılar.

Filolog ve dil bilimci olarak, bugün için Dağıstan dillerinin önünde bulunan zorlukları ve gelişim imkanları konusundaki düşüncelerinizi duymak ilginç olacaktır?

Her şey özel inisiyatifler düzeyinde yapılıyor. Örneğin, sponsorlar yardımıyla popüler Rus çizgi filmlerinden bir seri Dağıstan dillerine çevrildi, başarılı da oldu. Dağıstan üniversitelerinde, Avar, Dargin, Lak, Lezgi, Kumık dillerinin sunulduğu Dağıstan filoloji fakülteleri var. Maalesef, Tabasaran, Agul, Tsahur, Ritul, Andi, Tsez ve Tat dilleri yer almıyor. Bu diller daha az mükemmel diller değil ve aynı zamanda Kafkasya’nın diğerleri gibi değerli halklarının dilleri. Dağıstan dil bilimcileri ile görüşme tecrübelerinden biliyorum ki, bize dillerimiz üzerinde bilimsel çalışmalar için, bu diller üzerine akademik kariyer yapan yabancı ülkelerden meslektaşlarımız geliyor. Bu olay, Dağıstan dillerinin korunmasını garanti ediyor ve umut veriyor.

Çerkes probleminin gelişimine nasıl yaklaşıyorsunuz. Şu anda bu mesele daha çok Rusya’da olduğu gibi ülke dışında da tartışılıyor. Rusya’nın Türkiye, Ürdün ve Suriye’de yaşayan sürgün nesillerinin dönüşüne yardımcı olacağını düşünüyor musunuz?

Çerkes probleminin Kuzey Kafkasya’nın tüm problemleri gibi, devam edeceğini düşünüyorum. Görüyoruz ki, bu problemleri geçen yıllara rağmen çözüm bulamıyor. Peki bir çözüm var mı? Bununla ilgili şunu söyleyebiliriz, Moskova’nın bugün için ne entelektüel, ne ahlaki, ne hukuki, ne insani bir projesi yok. Sadece bir tane var, güç.

Eğer tarihi vatana dönem düşüncesi varsa, buna engel olunmamalı. Bu köklerine dönmek isteyenlerin manevi hakkıdır.