Gerçek mi Cesaret mi?

Moskova’nın güneyine binlerce kilometre mesafede, Kafkasya’da, Mahaçkale Uluslararası Havaalanından bu tarafa, taşradan gelen son göçmenlerin yaşadığı ucuz evler ve göz alabildiğince Birleşik Rusya bilbordları ile kaplı kasvetli bir karayolu. Doğusunda, sadece birkaç kilometre uzakta olmasına rağmen sabah sisi yüzünden görülemeyen Hazar Denizi, batısında ise ufukta beliren alçak dağların zirveleri. Palet koyu renklerle dolu, kahverenginin ve grinin tonları kış afefesindeki Dağıstan manzarasına hakim.

Dağıstan bugün, BBC’nin Kasım ayında tanımladığı şekliyle “Avrupa’nın En Tehlikeli Bölgesi” olma özelliğini koruyor. Ülke, ekonomik durgunluk ve yüksek işsizlikle acı çekerken yıllar geçtikçe Çeçenya’dan gelen isyan için adım adım uygun bir yer haline geliyor. Bu günlerde Dağıstan, güvenlik birimleri ve insan hakları çalışanları için, turistler ya da ortalama bir Rusyalı için olduğundan daha çekici. Ülke basınının günlük haber akışını, sonu gelmez patlamalar ve silahlı çatışmalar oluşturuyor. Sadece bu yıl, Dağıstan’daki isyan ile bağlantılı olarak 260 kişi öldürüldü.

Kulağa Kuzey Kafkasya'nın makus kaderinin tecellisi gibi gelebilir, ama Dağıstan için iki parlak ışık söz konusu. Birincisi, Dağıstan 13'den fazla ulusu barındırıyor ve bu çeşitlilik onu Ramzan Kadirov'un tahakkümü altındaki komşu Çeçenya'dan ayırıyor. Etnik gruplar ve bunların da alt gruplarına mensup klanların, kaynaklar üzerindeki mücadelesi ile şekillenen siyasi ortam, Dağıstan'ı Kadirov'un beyliğinden biraz daha özgür kılıyor. İkincisi, komşu İnguşetya'nın aksine Dağıstan'da kentleşme oranı daha yüksek. Nüfusunun yarısından fazlası hala köylerde yaşamaya devam etse de -ki bu oran az bir farkla kırsal alanların lehine- nüfus kentlileşmeyi sürdürüyor ve Mahaçkale gibi şehirler kritik bir kitleyi barındırır hale geliyor.

Bu iki faktörün orataya çıkardığı bir paradoks: Dağıstan, Rusya'nın en tehlikeli cumhuriyeti olmasına rağmen, sadece Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri içinde değil Rusya'nın bütün bölgeleri arasında en canlı ve en bağımsız yerel medyaya sahip bölge. Glasnost Savunma Vakfı'nın 2010 basın özgürlüğü anketinde Dağıstan, “özgür” notunu alan tek bir bölgenin bile olmadığı basın özgürlüğü derecelendirmesinde, “görece özgür” olarak işaretlenen RF'nin on kadar bölgesinden biriydi. Yine de bu kadar özgürlüğün de tehlikeleri var. Gazeteciler devlet başkanının adı etrafında dolaşırken hala temkinli davranıyorlar, önde gelen gazetelerin özel sahipleri ve bu gazetelerin içeriği dikkatle izleniyor.

Küçük Gümüş Ekran

Abdurahman Yunusov, 90'ların başdöndürücü günlerinde, Dağıstan Devlet Televizyonu henüz özgürken, o zamanların önde gelen televizyon şovlarından biri olan “Rakurs”u (Bakış Açısı) hazırlamıştı. Kendisi Dağıstanlı, etnik olarak da Lak olmasına rağmen, şehir merkezindeki evi, naif üslubu ve Esperanto tutkusu, doksanların ortasında sıla hasretine yenik düşüp Mahaçkale'ye dönüşünden önce yıllarını geçirmiş olduğu Budapeşte ve Avrupa'nın diğer pek çok yerini andırıyor. Bugün o, kurucusu olduğu insan hakları dergisi “Dagıstan Bakış Açısı”nın genel yayın yönetmeni. 1970'lerden itibaren yerel medyada çalışmış birisi olarak o şimdi medyanın veteranı; kimileri onu, bir Mors Kod şifre çözücüsünün mektuplarından isminin tamamını yazmaktan yorgun düştüğü için ismini kısaltışından beri “Ahman” olarak çağırıyor.

Televizyon gazeteciliğinin altın çağından coşkuyla bahsederken “Bakanlar bizden gerçekten korkarlardı” diyor, ardından televizyon haberciliğini bırakmasına neden olan, hem prodüksyon kalitesi hem gazetecilik özgürlüğündeki düşüşü kederle anlatıyor. Rusya'nın mikrokozmosu gibi, devlet kanalları GTRK ve RGVK'nin çöküşü, hükümet kontrolü altına girince eleştirelliğini hızla yitiren NTV'nin kaderini andırıyor. Bugünlerde Dağıstan Devlet Televizyonu, pek çok etnik dilde yapmış olduğu programlarda yerel dini liderlerin kendilerini ve Dağıstan'ı ateşe atmamaları yönündeki telkinlerini cımbızlayarak yayınlıyorlar.

Dört Finalist

Buna karşılık, Dağıstan itibarını özgür medyanın yazılı basını için bir küvöz fonksiyonu görerek sağlıyor. Rekabet iyi bir düzeyde iken dahi, iki gazete şehri iyi gazatecilik yapmak için uygun ortam sağlıyorlar, Dağıstan kamunun ilgisini çekebilen, federal otoriteleri, yerel politikacıları ve dikkatlice olmak üzere devlet başkanını eleştiren dört kritik haftalık gazeteye sahip. “Özgür” basınının tam olarak neyi ima ettiği sorunsalını göz önünde bulundurursak, ilk akla gelen iki ana nokta var: Öncelikle, hükümet kimi eleştirilere müsamaha gösterirken, bu yayınların her hangi bir müdaheleye ilişkin kırmızı çizgileri olur, ikinci olarak da her gazetenin, gazetenin yayın politikasını titizlikle takip edecek, ve içeriğinin belli bir siyasi çizgide olmasını isteyen bir finansman sağlayıcısı olur.

Her bir yayın için kusursuz bir etnik ya da bölgesel politika tanımı yapmak zor –milliyetler Mahaçkale’nin potasında eridikçe etnik farklılıklar değişiyor- ancak temel olarak şöyle bir görünüm arzediyorlar: Önde gelen dört yayın arasında, eskiden içlerinde en bağımsız ve muhalifleri olarak bilinen Çernovik*, ülkenin en büyük etnik grubu olan –ve ünlü Sograt-Lens köyüne de bölgesel irtibatları bulunan- Avarların kontrolünde olarak kabul ediliyor yaygın biçimde. Haftalık 20.000'in üzerindeki tirajıyla en çok dağıtılan dergi Novoye Dyelo da benzer şekilde Avarlara bağlı, her ne kadar Çernovik’le kaynaklar konusunda çekişse de. Nastoyashee Vremya, dört yayın arasında en küçüğü. Lezgilere ait ve ülkenin güneği ile yakından bağlantılı. Ana okuyucu kitlesi UNESCO dünya mirası arasında yer alan Derbent şehri çevresinde bulunuyor. Ve sonuncusu; Svobodnaya Respublika joker olarak kalıyor. Editörü, devlet başkanının akrabası olan Zaur Gaziyev; bakanları, diğer gazeteleri ya da önüne kim gelirse keskin bir biçimde eleştirmekten geri durmuyor, bazen gazeteci duruşuna daha az riayet ederek.

Gazeticiler ve finansörleri arasındaki ilişkiler çabucak kaynama noktasına ulaşabilir. Doğrusunu söylemek gerekirse Russia Profile'ın konuştuğu bütün gazeteciler birden fazla yayın organı ile çalışmışlardı. Şu anda bölgeden Kommersant’a yazan Dağıstanlı deneyimli muhabir Sergey Rasulov "Nastoyashee Vremya'yı çıkaran ilk takımın bir parçasıydım" dedi. "Yayıncıların müdahale edeceklerini ve bizden bazı şeyleri yazmamızı isteyeceklerini biliyorduk. Bu yüzden onlarla, ilk üç ay bizim istediğimiz gibi yayın yapma konusunda bir anlaşma yaptık. Bir hafta içersinde, hatta ilk baskı yayına konmadan önce bize bazı taleplerle gelmişlerdi bile. Ve hepimiz ayrıldık."

Avar, Dargin, Lak, Kumık, Lezgi vs. gibi dillerde çıkan onlarca yayının olduğu Dağıstan söz konusu olunca, bunların üstünde etnik kimlikler üzerinden kontrol uygulanması makul gelebilir. Aslında kilit yayınlar siyasi sözcülerin destekçileri için önem taşıyor. Memorial Vakfı tarafından kurulan medya platformu Caucasian Knot muhabirlerinden biri bu durumu şöyle açıklıyor: "Buradaki güçlü basının temeli tamamen politik çekişmelere bağlı, onsuz özgür basın diye bir şey olmazdı"

"Siyasi rekabet" fikri Birleşik Rusya partisinin her defasında en yüksek seçmen katılım oranına ulaştığı bir bölge için paradoksal görülebilir, ancak Dağıstan Federal seçimlerde olan bitenden çok daha fazla, kendi iç siyasetine odaklanmış durumda. Moskova sadece para veriyor, bu da Kafkasya’daki yerel politikacıların rekabetini, Rusya’nın başka bölgelerindeyse “Kafkasya’yı beslemeye son” hareketini besliyor. Mevkiler ve hükümet kaynaklarına erişim imkanları dikkatlice dağıtıldı: Moskova 2010 yılında bir etnik Rus'u baş vergi tahsildarı olarak atamak istediğinde, eski devlet başkanı Mukhu Aliyev, olası bir krizi önlemek amacıyla müdahale etti. Yine de kurallar dokunulmaz değil: Bir Avar olan Aliyev’in kendisi de aynı yılın sonlarına doğru Moskova tarafından Dargin Magomedsalam Magomedov’la değiştirildi.

Patrona Saygı

Dağıstan'da gazetecilere yönelik şiddet çoğu zaman beklenmedik ve anlaşılmazdır, fakat pek çok açıdan gazeteci camiasına açık bir mesaj gönderir: ihtiyatlı olmak ve bazen de otosansürün gerekliliği. 2008'de Kanal 1 çalışanı İlyas Şurpayev, apartman dairesinde çıkan yangın nedeniyle olay yerine gelen kolluk güçleri tarafından Mahaçkale'deki evinde, boynuna bir kemer bağlanmış olarak ve vücudunda çok sayıda bıçak yarası olduğu halde ölü bulundu. Şurpayev, olaydan yalnızca bir kaç saat önce, Nastyashee Vremya'nın sayfalarında adı geçmeyecek olanlardan oluşan bir kara listeye alındığını öğrenmişti; liste, patronlarla gazeteciler arasındaki gerilimli bir dönemde patronlar tarafından hazırlanmıştı.

Şurpayev, ölümünden birkaç saat önce LiveJournal’daki bloguna şunları yazdı: "Sonunda bunu da gördüm! Ben muhalifmişim! İşin komik tarafı gazete için seyahatlerim hakkında politik hiçbir şey yazmadım, Zimbabve'deki siyasi durumla ilgili bir şey yazmadım, sadece nereye gittiğimi, ne yediğimi, ne gördüğümü anlattım, kışkırtıcı hiçbir şey yazmadım." Kısacası Şurpayev cinayetinin herhangi siyasi bir nedenle işlenmiş olması mantıksız değil.

Diğer gazeteciler, daha doğrudan hükümeti eleştirenler kendilerini mahkemede buluyor. Adının açıklanmamasını isteyen bir Caucasian Knot çalışanının belirttiğine göre, terörle mücadele operasyonları belki de en tehlikeli darbe: "Terörle mücadele operasyonlarının yürütüldüğü bölgelere giderseniz, devlet güçleri tarafından öldürülen biririnin aslında bir militan değil sadece sıradan bir bölge sakini olduğunu görebilirsiniz – şu halde siz yerel iş adamlarını tehdit etmekten fazlasını yapıyorsunuz demektir. Bugün burada yapılan operasyonların çoğu insanlar için tehdit oluşturuyor."

2008'de Çernovik, yerel yöneticileri yolsuzluk ve Kremlin uşaklığı ile suçlayan Dağıstanlı gerilla lideri Rappan Halilov'un sözlerine yer veren, "Teröristler Bir Numara" başlıklı bir makale yayınladı. Karşılığında derginin genel yayın yönetmeni Nadira İsayeva ve dört gazateci hakkında nefreti körüklemek suçlamasıyla iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası istendi. Sonuçta, geçtiğimiz Mart ayında gazeteciler beraat etti, ama bu yıllar aldı. Rasulov, "Dava, genelde İslamcı –özelde de Selefi- olmamasına rağmen, derginin içeriğinde Selefi hareket hakkında bir sempati artışı görülmesine gösterilen tepkinin bir parçasıydı" dedi.

Sonuçta, ismini vermek istemeyen bir Dağıstan sivil meclis üyesinin de belirttiği gibi, yönetimin yayın organları üzerindeki baskısı şaşırtıcı derecede esnek olmuştur. "Belirli zamanlarda baskı yükselir – şimdiye kadar basın yayın organlarını toptan satın olmaya yönelik bir teşebbüs olmamış, ancak yine de çizgiyi aştıkları zamanlar olmuş. Hükümet gazetecileri korkutma yoluna gitmiş – ve bir süre sessizlikik olur, fakat genellikle daha sert eleştirilerle geri dönerler."

Normal Bir Ülke

Bugün ülkede yaşayan bir çok kişi için, ülkedeki yolsuzluk ve direnişin altını çizen olaylar onlara unutmayı tercih ettikleri şeyleri hatırlatıyor. "Çernovik sürekli korkunç haberler yayınlıyor ve daima kötümserler" diyor Kurban Bayramı için Türkiye'den dönen bir parfüm satıcısı olan Rumaniyat Aliyeva: "Yolsuzluk ve Patlamalar. Başka bir şey yok"

"Dağıstan iki paralel dünyada yaşıyor" diyor sivil meclis üyesi. "Bir yanda patlamalar, adam kaçırmalar ve cinayetler dünyası: bu, hep gazetelerde görünen bir dünya. Aslında pek çok kişinin pek ilişkisi yoktur bu dünyayla. Diğer tarafta fark edilmeden büyüyen bir dünya: spor müsabakaları, düğünler, hergün 500 ila 1.000 kişiyle dolan düğün salonları..."

Dağıstan'ın normal, huzurlu bir bölge olarak görüldüğü anlar vardır, örneğin; en gösterişli ziyafet salonlarından birinde 300 misafir, düğün partisi için bir araya geldiği zaman. Ülkeye barışçıl bir hava verilmesi çabaları en iyi şekilde, futbol kulübü Anji’ye Avrupa ve Brezilya’nın önde gelen yıldızlarını kazandırmak için yapılan harcamalarda görülebilir; ancak oyun fazlasıyla şeffaf: Anji’nin sahibi Suleyman Kerimov’un milyarları bile tek başına Dağıstan’ın bir gangster cenneti olduğu duygusunu güçlendiriyor.

Bu arada şiddet, bölgeyi tanımlamada geçerliliğini koruyor ve intikam, geçmişte kilit hedefler haline gelmiş gazeteciler için sürekli bir tehdit olma özelliğini sürdürüyor. 2000 yılından bu yana Dağıstan'da 12 gazeteci öldürüldü. Özellikle basın bakanları korunmasız haldeydi. (sonuncusu birkaç yıl önce öldürüldü). Yunusov 1990’larda Devlet Başkanlığı Basın sekreterliği ile olan bir çok görüşmesinin terörist saldırılarından sonra iptal edilmesinden bahsediyor: “Ne zaman onlarla bir görüşmem olsa, öldürülüyorlardı.”

Ruslan Gereev, Dağıstan'daki, artan oranda İslam’ın geleneksel sufi yorumundan uzaklaşıp radikal Selefi kanada kaymakta olan Müslüman gençliği inceliyor. “Bu gençlerin kendilerini anlatmak için bir fırsatları olmuyor, medyanın dışına itiliyorlar” diyor Gereev, “Ve birçok yönden bunun kendi aralarında şiddet olasılığını artırdığını düşünüyorum."

Pek çok gazetecinin araştırmasına göre, direnişin ötesinde yolsuzluk bir çok kimse için bir ekmek kapısı. Abdullah Abisultanov hiç de klasik bir araştırmacıya benzemiyor: 29 yaşında, genç yüzlü ve zarif; Nastoyashee Vremya’nın şehir merkezindeki ofisinde klasik müzik dinlerken kendine bir bardak çay dolduruyor. Kariyerine Çernovik'te başladı, ancak bir yıldan az bir zaman sonra bir basamak atlamayı deneyerek Novoye Dyelo'ya geçti. Evli ve üç yaşında bir kızı var. Son zamanlardaki akıl hastalarının kamu binalarında dolandırılarak dışarı çıkarılması skandalını araştırırken binanın avlusunda silah sesleri çınlamaya başlıyor, Abisultanov sıçrayıp pencereye koşuyor. “Her zaman birileri oraya buraya ateş ediyor. Tamamı maskeyle dolaşan devlete bağlı bir özel tim var, kim olduklarını, ne yaptıklarını kimse bilmiyor. Geçen gece onlardan birkaçı bir köşede bir işadamını bekliyorlar –bunu muhtemelen duymuşsundur– ve polisleri görünce duruyor. Sonra onu arabadaya tıkıyorlar, ortada hiçbir belge yok, hiçbir şey yok, hepsi bu.” Çayından bir yudum aldıktan sonra devam ediyor: “Birkaç yıldır bu gazetede çalışıyorum. Seve seve mutlu bir şeyler yazmak isterdim, eğer hakkında yazılabilecek mutlu bir şeyler olsaydı. Fakat son iki yıldır böyle bir şey görmedim.”

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

*Çernovik'in kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Hacimurad Kamalov 15 Aralık'ta Mahaçkale'de kimliği belirlenemeyen bir kişi tarafından vurularak öldürüldü. (ç.n)

14 Aralık'ta Russia Profile'da yayımlanan bu yazı Ajans Kafkas tarafından türkçeye çevrildi.

Andrew Roth