IŞID Kafkasya Emirliği’nin yerini alır mı?

Son gelişmeleri dikkate aldığımızda yazının başlığı olan sorunun artık Kafkasya’nın en önemli sorularından olduğunu görüyoruz.

Neden mi?

Nedenleri basit aslında. Daha dün bağımsızlıkları için mücadele eden Kafkasya halkları kısa bir süre sonra dünyaca kabul edilmiş en büyük terör örgütüne mensup olabilirler.

İŞİD (DAEŞ) Kafkasya’da tehdit olur mu? Bunu tabi ki zaman gösterecek ancak son gelişmeler DAEŞ’in alternatifsiz isyankar gençlerin seçimi olacağını ve ona biat eden gençlerin sayısının artacağını söylüyor.

DAEŞ nedir? Neden Kafkasyalılar ve post Sovyet müslümanları bu örgüte katılıyor? Bu sorunun cevabını Kafkasya’da değil Şam topraklarda aramak lazım. Kesin olan şu ki Kafkasyalı gençlerin tercih etmeye başladıkları DAEŞ popülizm yapmıyor. Çok radikal olsa da yine de ilkel İslami değere dayanıyor. DAEŞ dünya’da terör örgütü olarak kabul edilse de aslında bir devlet. Zaten mevcut olan müslüman nüfuslu devletlerden tutunda, BATI, DOĞU ayrımı yapmadan “Ümmetin” bütün düşmanlarına kafa tutuyor. DAEŞ bunu lafla da yapmıyor. Yaptığı eylemlerle ortaya koyuyor amacını. Ancak bu eylemler tabi ki tartışmaya açık. Yapılanların ümmete faydası yada zararı ayrı bir tartışmanın konusu.

Nasıl ki Çeçen İçkeriya Cumhuriyeti içerden gelen, daha etkili bir dini ideoloji uğruna kurban edildiyse Emirlik de aynen bu tarihi süreci yaşayacak ve sonuçta bir gün Birleşik Kafkasya Emirliği “İslam Halifesi”ne biat edecek. Görünen bu…
Yaşadıkları ülkelerde baskı gören ve ezilen genç isyancı ruhlar bu çok yönlü siyaseti anlamak istemiyor, onlar için sadece iki taraf var. Bizimle olanlar ve bize karşı olanlar! İşte burada DAEŞ devreye giriyor. O, bizimle olan… Rusya’ya kafa tutarken ABD’yi tölere etmeyen bir devlet. Filistin’e yardım gönderirken, İsrail’le ticaret yapmayan bir devlet. Kafkasya’da cihadı desteklerken doğal gaz boru hattı için bu desteği kesmeyen bir devlet. Bunların sinir bozucu olduğunun farkındayım ancak DAEŞ gençlerin gözünde büyük ölçüde tam da bu “dürüstlüğe” karşılık geliyor. Tam da bu yüzden DAEŞ gelecek dönemde Kafkasya’da direnişin ve cihadın temsilcisi olacak gibi duruyor. Bu sebeple Kafkasyalı gençlerin önümüzdeki dönemde DAEŞ’e yönelimlerinin artacağını öngörmek mümkün.

Kafkasya Emirliği bu durumda ne olacak? Yeni bir perspektif geliştirebilecek mi sorularının cevabı ise yakın geçmişte saklı. Nasıl ki Çeçen İçkeriya Cumhuriyeti içerden gelen, daha etkili bir dini ideoloji uğruna kurban edildiyse Emirlik de aynen bu tarihi süreci yaşayacak ve sonuçta bir gün Birleşik Kafkasya Emirliği “İslam Halifesi”ne biat edecek. Görünen bu…

Halen BATI ile arası bozuk olan olan -hatta soğuk savaşın başladığının konuşulduğu- Rusya ve sorunlu olduğu BATI nasıl DAEŞ’e karşı ortak tutum sergileyerek seyrediyorsa, Rusya’da slovikler ve bürokrasinin baskısı altında başka seçimi kalmayan genç müslümanlar da bir güç ve bir çatı altında toplanmayı tercih edecekler. Bugün bağımsız görünen, gerektiğinde maddi gerektiğinde ideolojik ve dini destek verebilen çatı olarak da DAEŞ görünüyor.

Tabi DAEŞ’in de bu konuda bazı adımlar atması gerekiyor. Bazı konularda liberalleşmeye ihtiyacı olan DAEŞ’in böyle bir süreç yaşayacağı ve küresel olarak ümmetin silahlı kolu olacağı konuşuluyor. Bunu konuşanlar ise, bugün vahşi ve kabul edilemez bir tutuma sahip olan ancak bu vahşi tutumu otoritesini güçlendirmek için kullanan DAEŞ’in üst düzey yöneticileri ile içeriden ve dışarıdan bir şekilde irtibat kuran istihbaratçılar.