Haraziya ile Abhazya’ya geri dönüş üzerine

Abhazya Geri Dönüş Devlet Komitesi Başkanı Vadim Haraziya’nın Sputnik Abhazya’ya verdiği röportajda, geri dönüş ile ilgili devlet programı, Abhazya’da cami inşasının gerekliliği, Rusya ve Türkiye ilişkilerindeki krizin geri dönüş sürecine nasıl etki edeceği gibi önemli konular konuşuldu. Röportajı Astanda Arzinba yaptı. Röportajı tercüme ederek alıntılıyoruz.

Devlet Başkanı, meclise yaptığı konuşmada, Geri Dönüş Devlet Komitesi’ne bu yılın üçüncü çeyreğine kadar geri dönüşle ilgili devlet programının hazırlanması talimatını verdi. Hazırlık nasıl gidiyor?

Devlet başkanının parlamentoya seslenişinde, tüm önemli konular arasından ilk olarak Geri Dönüş Devlet Komitesi faaliyetlerine değinmiş olması sevindirici. Çalışmalarımızdaki yetersizlikleri net bir şekilde tespit etmesiyle birlikte komitenin çalışmalarındaki olumlu noktaları da ifade etti. Geri Dönüş Devlet Komitesi 1993’de kuruldu ve şimdiye kadar bu şekilde bir geri dönüş programı üzerinde çalışılmadı. Bu gerçekten, devlet başkanının da haklı olarak belirttiği üzere, paradoksal bir durum. Belirteyim ki, geçmişte böyle bir program hazırlanma girişimlerinde bulunuldu. Dahası, 2011’de eski başbakan Leonid Lakerbaya’ya geri dönüş devlet programı taslağı gönderildi. Bu belge ne oldu bilmiyoruz, incelenmedi. Devlet Komitesinin önceki yönetimlerince de bu yönde çalışmalar yürütüldü, özellikle Adleyba, Mukba ve Copua döneminde. Bu konunun neden daha ileriye gitmediği konusunda bir şey söylemem zor.

Parlamentoya hitabından sonra devlet başkanı, komite yönetimini topladı, talimatlarını verdi. Talimatlara göre, Eylül ayına kadar geri dönüş devlet programı projesini hazırlamalıyız.

Şu anda benim başkanlığımda bir komisyon oluşturduk. Çalışmalar diğer kurum ve sivil örgütlerle koordineli bir şekilde yürütülecek. Görüşlerimizi ilgili kurumlara, özellikle Dışişleri Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, Stratejik Araştırmalar Merkezi, Abhazya Devlet Üniversitesi ve Abhazca Gelişim Vakfı’na göndereceğiz. Şu anda çalışmalar yürütülüyor, hukukçular dahil edildi. Bunun dışında, 19-21 Şubat’ta Türkiye’ye yaptığım ziyarette Türkiye Abhaz Dernekleri Federasyonu yönetimi ile görüştüm. Onlar bana destek konusunda güvence verdiler ve sürece dahil olmaya hazır olduklarını açıkladılar. Temin ederim ki, devlet başkanını hayal kırıklığına uğratmayacağız ve verilen sürede programı yetiştireceğiz.

Geri dönüş devlet programı 53 ülkede yaşayan tüm diasporamızı kapsayacak. Öncelikli olarak program etnik köken ve dilin korunmasına yönelik olacak. Program projesi hakkında yazın daha detaylı konuşmak mümkün olacak. Şeffaf olacağız, tüm bilgileri kendi resmi sitemize koyacağız, müzakere ve incelemelere sivil örgütler, siyasi partiler, parlamentodaki yurttaşlarla ilişkiler komitesini dahil edeceğiz. Tüm toplum için bu çalışmanın önemini biliyoruz ve sorumluluk hissediyoruz.

Bu işi artık daha fazla uzatmak mümkün değil. Geri dönüş, yani halkın birleşmesi ve genel olarak demografik problemlerin çözümü milli amacımız olmalıdır. Dil ve kültürün korunmasıyla birlikte. Bu devletimizin güvenlik meselesi, milletin var olma meselesidir. Çok zaman kaybedildi ve devlet başkanı bu talimatları boşuna vermedi.

Geri dönüş süreci nasıl olacak? Abhazya, sayıları binlerle ifade edilen tüm diasporayı kendisine çekmek mi istiyor? Devletin buna gücü var mı?

Dünyada herkes rahat ettiği, kendisini daha güvenli ve konforlu hissettiği yerde yaşamak ister. Bizler, insanları anavatana çekmemiz gerektiğini biliyoruz. 500.000 insanı Türkiye veya Ürdün’den buraya getirme gücümüzün olmadığını da biliyoruz. Ama onlara tarihi vatanları ile ilişkilerini koruma konusunda yardımcı olabiliriz. Dilin ve kültürün yok olmasının önüne geçebiliriz. Şimdi anlaşılıyor ki, Madagaskar’da Çerkes topluluğu var, aralarında Abhazların da olması büyük bir ihtimal. Uzağa gitmeye gerek yok, Rusya’da çok sayıda yurttaşımız yaşıyor. Onların hepsinin Abhazya ile sıkı ilişkileri olması lazım. Ziyaretlerim esnasında karşılaştığım insanların şöyle söylediği çok oldu: “Benim dedem Abhaz.”  Ben şaşırdım: “Peki deden Abhaz ise sen nesin?” Eğer böyle giderse torunu atalarını unutacaktır. Bunun üzerinde çalışmamız gerekir.

Yüz binlerce insanı getirmek şu anda gerçekleştirilemez, ama vatanına dönmeyi isteyenler için şartların oluşturulması gerekir. Onları açık bir yürekle karşılamamız lazım. Burada onlarla aynı soyadlarını taşıyanlar onlara “Hoş geldin!” demeli. Kişinin buraya geldiği ama aylarca Abhazya’daki akrabalarından habersiz yaşadığı oluyor. Belki de bu ailenin ekonomik zorluklarıyla bağlantılıdır, ama yine de ilişkiler zarar görmemeli. Savaştan önce, örneğin biri döndüğünde tüm Abhazya seviniyordu. Savaş zamanında, bizim yurttaşlarımız yardımda geldiğinde, askerlerin moralini inanılmaz derecede yükseltti. Bu yaklaşımlar şimdi köreliyor, bence bu zamana bağlı geçici bir zorluk.

Kaç kişinin Abhazya’ya geri dönmesini bekliyorsunuz? Bir tahmininiz var mı?

Tahminler üzerinden konuşmak yanlış olur. Her şey Abhazya’daki iç duruma bağlı. Kriminal durum, banka sistemi, insani yaklaşımlar iyileşmediği sürece büyük bir akış beklemiyoruz. Maalesef, onlarca yıl kaybettik, ama Allah bugün bize birleşme şansı verdi. Bugün geri dönüşün milli bir fikir olması gerekir. Yetkilisinden en üst devlet adamına kadar herkes milletin korunması için alarm vermeli.

Peki uygulamada geri dönüş nasıl oluyor? Tarihi vatanına geri dönmeye karar veren bir kişinin ne tür adımlar atması lazım?

Geldiğinde Geri Dönüş Devlet Komitesi kayıt şubesine başvuruyor. Onu kaydediyoruz ve Abhazya’ya geldiği günden itibaren ilk beş yıl hayatını takip ediyoruz. Eğer dil problemi varsa Abhazca kursuna yönlendiriyoruz. Adaptasyon şubemiz geri dönüşçünün iş bulmasıyla ilgileniyor Bunu mümkün olduğunca mesleki becerilerine göre yapıyor. Şu anda Abhazya’ya geri dönenlerin yüzde 88’i istihdam edildi. Kişinin pasaport işlemlerine yardımcı oluyoruz, öncelikli olarak onun gerçekten Abhaz soyadı taşıdığının onayını alıyoruz.

Daha sonra konut meselesi gündeme geliyor. Eğer geri dönüşçünün veya geri dönüşçü ailenin akrabalarının maddi gücü yoksa, biz geçici olarak konut kiralıyoruz. Şu anda 74 geri dönüşçü kiralanan dairelerde yaşıyor. Daha sonra imkan dahilinde sürekli olarak kullanabilecekleri evler veriyoruz. Şu anda, Agudzera bölgesinde 54 dairelik binanın tadilat işlemleri bitiriliyor. 540 kişi ev alma sırasında bekliyor. Başvuruda bulunanlar arasında Türkiye, Kuzey Kafkasya, Suriye, Ürdün’den geri dönüşçüler, Batum Abhazları, aynı zamanda Luganski ve Donetsk bölgelerinden yurttaşlarımız var. Şu anda Abhazya’da dört aileler. Biz, çok çocuklu ailelere ve Abhazya Vatan Savaşı gazilerinin ailelerine öncelik tanıyoruz. Bunun dışında dairelerin gerçekten Abhazya’da yaşayan kimselere verilmesini dikkatle takip ediyoruz. Mayak’taki geri dönüşçülere yönelik binanın inşaatı maalesef şu anda finansal yetersizliğe bağlı olarak durdu.

Okul öncesi ve okul yaşındaki çocuklar bizim başvurumuz ile anaokulu ve okullara alınıyor. Geri dönüşçülerden 28 kişi Abhazya’da üniversitede okuyor. Başarılı olanlar Omar Beygua bursu alıyor. Biz aynı zamanda geri dönüşçülerin çocuklarını eğitim için Rusya ve Türkiye’ye gönderiyoruz, onlar şu anda sekiz kişiler. Geri dönüşçülere, ilk beş yıl bu şekilde yardımlarda bulunuyoruz.

Şu anda Abhazya’da kaç geri dönüşçü yaşıyor?

Günümüzde Abhazya bölgesinde sürekli olarak yaklaşık üç buçuk bin geri dönüşçü yaşıyor. Sekiz bin kadar yurttaşımız Abhazya pasaportu aldı.

Geçen yıl tüm dünyadaki Abhaz diasporasının sayımının yapılacağı açıklanmıştı. Bu projeye Geri Dönüş Devlet Komitesi nasıl bir katkıda bulunuyor?

Bu, Almanya’daki Abhazya temsilcisi Hibla Amiçba’nın girişimi idi ve biz de destekledik. Çalışmanın ilerlemediğini söyleyemem, irtibatımız bulunan ülkelerdeki diaspora yönetimleri bilgilendirildi. Çalışma yürütülüyor, ama zorlukla. Durum şu ki, bazı ülkelerde Abhazlar toplu olarak yaşamıyor. Türkiye’de örneğin böyle bir problem yok, yerel dernekler duruma hakim, insanlar birbirleriyle görüşüyorlar, sayı hakkında bilgileri var. Ama tüm ülkelerde durum böyle değil. Kanada’da ne olduğunu bilmiyoruz, Hollanda, Bulgaristan, Mısır’da diaspora var, ama onlar hakkında çok az şey biliyoruz. Ürdün’ün başkenti Amman’da 400 Abhaz aile yaşıyor, ancak köylerde ne kadar Abhaz’ın yaşadığını kimse söyleyemez. Oralarda, bize bu bilgileri toplayacak kişiler bulmamız lazım.

Halen savaşın yaşandığı Suriye’deki Abhazlarla irtibatınız var mı? Onlar hakkında ne biliyoruz?

Durumlarının zor olduğu biliniyor. Rusya askeri gidinceye kadar Suriye hükümeti ülkenin dörtte birini kontrol ediyordu. Bugün ise yüzde 70’inden fazlasını. Hükümet ordusu saflarında bizim yurttaşlarımızın da savaştığı sır değil, üst düzey subaylar arasında Abhazlar var. Komitemizde Şaraf Marşan çalışıyor, komitenin adaptasyon şubesinin önemli bir uzmanı, geçmişte Suriye parlamentosunun dört dönem milletvekili idi ve Adıge Khase’nin başkanı idi. Şaraf efsanevi bir şahsiyet, hem Suriye hem Orta Doğu’da büyük bir saygınlığı var. Kardeşi, Esed ordusunda general. Ağırlıklı olarak Şaraf Marşan aracılığıyla Suriye’deki yurttaşlarımızla irtibatı koruyoruz. Üstelik, Abhazya’ya Suriye’den geri dönüş yapanların bir çoğunun akrabaları hala orada. Suriye’deki yurttaşlarımızın çoğunluğu özellikle Şam’da yaşıyor, köylerdeki sayıları oldukça az.

Maalesef, Suriye’den geri dönüş yapan yaklaşık 540 kişiden 150 kadarı buradan gitti. Kimileri Avrupa’ya gitti, kimileri Suriye’ye döndü, kimileri Kuzey Kafkasya’ya gitti. Belki onlara adaptasyon zor geldi, belki de mesele başka, ama biz onların Suriye’ye dönmelerini veya gelmelerini engelleyemeyiz. Onların hepsi, kendilerinin kurtarılması konusunda küçük Abhazya’nın nasıl bir rol oynadığını çok iyi anlıyorlar.

Abhazya’da kalanlar şu anda Dranda ve Maçarka kasabalarında yaşıyorlar. Onların çoğunluğu iş edindi ve yavaş yavaş yerel topluma karışıyor. Abhazya’da doğan ve büyüyen çocuk sayısı 300’den fazla, rahat bir şekilde Abhazca konuşuyorlar. Aytar otelinde artık kimse yaşamıyor, sadece tek bir aile Gudaut’ta Çernomorye’de kaldı, Suriye’den geri dönüş yapanların yüzde 50’sinden fazlası kendi evlerini aldılar, diğerlerinin kiralarını ödüyoruz.

Abhazya’ya gelen geri dönüşçüler Müslüman. Ancak Abhazya’da hala bir cami yok. Üstelik de bu konu ile ilgili sıcak tartışmalar yaşanıyor. Cami inşaatına engel oluyorlar. Geri Dönüş Devlet Komitesi’nin bu konuda nasıl bir yaklaşımı var?

İstatistiklere göre Abhazya nüfusunun yaklaşık yüzde 16’sı Müslüman. Eğer biz medeni bir toplum inşa ediyorsak, bizim onlara kendi inançlarına uygun imkanlar sunmamız, gereken şartları oluşturmamız gerekir. Bugün toplumda bir anlayış eksikliği var, cami inşaatı konusu toplumda farklı şekilde algılanıyor. Üstelik Abhazya’da Katolik kilisesi, Ermeni kilisesi var, neden cami olmasın? Sohum’daki Saharov caddesinde bulunan mescide herkes sığmıyor. Özellikle bayramlarda sayı çok fazla oluyor ve insanlar yolda namaz kılmak zorunda kalıyor. İbadet eden kişilerin yanından arabalar geçiyor. Bu hürmetsizlik yurttaşlarımızı böyle bir duruma sokuyor. Gudaut’ta  cami inşaatı için arsa ayrıldı ve inşaat için kaynak bulundu. Gudaut belediye başkanına büyük bir saygı duyuyorum, ama onun müftü ve Müslüman toplumla arasında bir kopukluk oldu. Anlaşmazlığın sebebini söyleyemem. Bugün geri dönüşün istediğimiz düzeyde olmamasının önemli faktörlerinden biri de ülkede Müslümanlar için bir caminin olmayışıdır. Şunu anlamak önemli ki, bizim yurttaşlarımız arasında radikal İslamcılar yok. Eğer biz ekstremizm tehlikesinden korkuyorsak, bunun için ilgili hizmetler var ve bunu takip ediyorlar.

Vadim Nikolayeviç, bu yıl Devlet Komitesi bünyesindeki fonun nasıl tahsis edildiğini anlatır mısınız?

Devlet Komitesi Geri Dönüş Fonu bütçe kaynağı, yurttaşların tarihi vatanlarına geri dönüşü ve geri dönüşçülerin Abhazya’da adaptasyonuna hizmet edecek çalışmalara yönlendirildi. Bütçe ülke vatandaşlarının maaşlarından yüzde 2’lik kesinti ile oluşturuluyor.

2016’da Fon bütçesi 140 milyon ruble idi ve bu rakam önceki yıla göre altı milyon daha fazla. Fon bütçesinin esas bölümü geri dönüşçülere konut inşası ve temini için harcanıyor. Bu yıl bu madde için 54 milyon ruble gider hesaplandı.

Fondan yaklaşık dört milyon ruble geri dönüşçülere aynı anda maddi yardım için yönlendirildi. Biz anaokulu ve okullarda öğrencilere yardımcı oluyoruz. Yatılı liselerde ve üniversitelerde eğitim sağlıyoruz. Evlilik halinde genç aileye 50 bin ruble veriyoruz. Sohum ve Gagra kolejlerindeki eğitimlerin yüzde 50’sini ödüyoruz. Geri dönüşçü aileye cenaze konusunda yardımcı oluyoruz. Geri dönüşçülerin sağlık kurumlarında muayeneleri, sağlık hizmeti sunulması, ilaç alım konusunda komite finans sağlıyor. Çok çocuklu aileler için mobilya ve gıda alma yardımları bulunuyor.

Bebeği olan geri dönüşçü ailelere ilk bebek için 30 bin ruble, ikinci çocuk için 40 bin ruble ve üçüncü çocuk için 50 bin ruble ayrılıyor.

Bizim onlara yardımcı olmamız, onları kendi başlarına bırakmamamız lazım. Geri dönüşçünün Abhazya’daki ilk beş yılını  komite tümüyle kendi vesayeti altına alıyor. Biz, konut, dil eğitimi ve iş konusunda yardımcı oluyoruz.

Rusya ve Türkiye ilişkilerindeki kriz geri dönüş sürecine nasıl etki etti?

Krize bağlı olarak bizim ek zorluklarımız ortaya çıkmaya başladı. Örneğin, sınırda bizim ‘Амчыбжь агәеисыбжь’ gazetesinin sayıları toplatıldı. Rusya sınırını geçişte Türkiye’den yurttaşlarımız için büyük zorluklar oluşmaya başladı. Buna bağlı olarak diasporanın yaptığı büyük çalışmayı toplumumuzun bilmesini isterdim. Durum şu ki, elinde Rusya vizesi olmayan Türkiye vatandaşı Türkiye’den Rusya’ya giden uçağa binemiyor. Bizim diasporamız Türkiye devlet hava şirketi ile anlaşma sağladı ve artık Abhazya yurtdışı pasaportunu gösterince vizesiz uçağa binebiliyor. Ardından onlar Abhazya pasaportu ile özgürce Rusya-Abhazya sınırını geçiyor. Problem şu ki, yurt dışındaki tüm yurttaşlarımızın Abhazya pasaportu yok. Bizler, elbette bu zorlukların geçici olmasını umuyoruz.